MALEZYA’DA JAKİM’İN DÜZENLEDİĞİ KÜRESEL HELAL ZİRVESİ(GHaS) TAMAMLANDI

MALEZYA’DA JAKİM’İN DÜZENLEDİĞİGİMDES ‘in de davetlisi olduğu toplantıyı takip eden, dışilişkiler sorumlumuz Zafer GEDİKLİ kardeşimizin raporunu dikkatinize sunuyoruz.

‘’10-11 Eylül Pazar ve Pazartesi günleri JAKIM’in düzenlediği Halal Zirvesine iştirak ettik.

Bu zirveye JAKIM’in diğer ülkelerde tanımış olduğu Helal Sertifikalandırma Kuruluşları (HSK), diğer ülkelerdeki Akreditasyon kuruluşlarının temsilcileri (GAC, MoIAT, HAK, BPJPH vb), SMIIC Genel Sekreteri, JAKIM’in Malezya’nın farklı şehirlerdeki görevlileri, bazı sanayi kuruluşlarının yöneticileri katıldı. Katılım davet üzerine olduğu için halka veya JAKIM’in tanımadığı HSK’lara açık değildi.

İki gün süren zirve 4 oturum olarak icra edildi.

İlk oturumda JAKIM Genel Müdürü Hakimah Hanım açılışı yaptıktan sonra protokoldeki diğer zevat konuştular.

Müteakip oturumda aşağıdaki HSK’ların temsilcileri birer sunum yaptı:

Mahmoud Tatarı (Halal Control)
Muhammed Jinnah (Halal India)
Soha Chabrawi (FAMBRAS, Brezilya)

Halal Control Helal sertifikalandırmada dürüstlük, Muhammed Jinna sahtecilik ve logo hırsızlığı ile bunlara karşı yapılacak faaliyetler, Soha Chabrawi Helal et kesiminde yapay zeka uygulamaları konusunda bilgi verdi.

FAMBRAS’tan Soha Hanımın sunumu ilginçti. Yapay zeka uygulamaları ile hayvan kesiminde hayvanın zarar görüp görmediği, kasabın besmele çekip çekmediği, kesim sonrası etin kalitesi gibi hususlar kameralarla kayıt altına alınıyor; usulsüz olduğu değerlendirilen kesimler ve bunlara ait etlerin ayrılması sağlanıyor. Brezilya’da bazı büyük mezbahanelerde bunun kurulmaya başlandığını ve yapay zekadan faydalanarak kesim öncesinden itibaren herşeyin tam kontrol altında tutulduğunu ve nihai ürün tüketiciye ulaştığında tüketicinin tüm aşamaları sorgulayabildiğini ifade etti.

HSK’lara ayrılan bir başka oturumda ise,

Hindistan’daki JUHTT kurumundan Niaz Ahmed Farooqi Hindistan’da Helal gıda konusunda yaşanmaya başlayan zorluklar ile Hindu devlet idarecilerinin baskılarını anlattı.

Japan Halal Association’dan Hind Hitomi Ramon Hanım Japonya’daki zorluklara ilaveten çok sayıda akreditasyon kurumunun ortaya çıktığını ve bunların her birinin farklı standartları kabul ettiklerini, her birinden tanıma /akreditasyon almak için çok yüksek ücretler ödediklerini, ve hem mali hem iş kaybına uğradıklarını ifade ederek devletlerin kurumlarının siyasi sebeplerle farklı uygulamaları kabul etmelerinin kendilerini, nihayetinde de Müslüman tüketiciyi zor durumda bıraktığını söyledi.

Avustralya ANIC kurumundan Muhammad Anas, Avustralya’daki zorluklardan bahsetti.

ABD’li ISA kurumunda Jalal Oassey standartlar ile tüketiciyi Helal konusunda bilinçlendirmenin önemine değindi.

Kore’deki Korea Muslim Federation kurumundan Hüseyin Kim Bey, Kore’deki Helal çalışmaları ile kendi kurumunun faaliyetlerini anlattı. İtalya’daki WHA kurumundan Mamadou Sylla İtalya genelindeki çalışmalardan bahsetti.

Malezyalı kurum temsilcilerinin bulunduğu oturumda genel olarak Malezya Helal standartları hakkında bilgi verildi. Ayrıca Malezya’nın dünya Helal merkezi olma konusundaki çalışmalarına değinildi. İslami İşlerden sorumlu Bakan da aynı hedefi vurgulayarak çok sayıda yetişmiş akademisyen ve personeli, coğrafi durumu (Asya’ya göre), hükümetin bu konudaki iradesi sayesinde çalışmaların sürdüğünü söyledi. Halihazırda 47 ülkeden 87 kurumun tanınmakta imiş.

Önemli oturumlardan bir tanesi de HAK, BPJPH, SFDA, MoIAT ilgililerinin sunum yaptığı oturumdu.

HAK’tan Başkan Zafer Soylu,

Endonezya BPJPH’den genel müdür yardımcısı,

Saudi Food and Drug Authority (SFDA)’dan Dr. Yousuf Alharbi,

MoIAT (BAE) (Ministry of Industry and Advanced Technology)’den Dr. Yousef Alsaeedi kurumlarını temsilen konuştular ve kendi ülkelerindeki akreditasyon /tanıma iş ve işlemlerinin nasıl olduğunu açıkladılar.

Suudi Arabistanlı kurumun yetkilisi kendi ülkesinin Helal konusuna biraz geç başladığını ama istikrarlı çalışarak arayı kapattığını, ülke çapında Helal sertifikanın yaygınlaşması ve ülkeye giren ürünlerin standartlara uygun olarak Helal belgelendirildiğinden emin olmak için her denetimin yapıldığını söyledi. Şu ana kadar 31 ülkede 61 kurumun akredite edildiğini ve sayının artacağını belirtti.

Sunumları müteakip soru/cevap bölümünden dinleyicilerin ortak sorusu neden bu kadar çok akreditasyon alma zorunluluğu olması idi. Herkes sunumu yapan ülke temsilcilerinin artık aralarında anlaşarak birinden tanıma yapıldığı zaman diğerlerinin de bunu otomatik tanıması gerektiğini defalarca ifade etti. Akreditasyon ücretlerinin çok yüksek olması, başvurudan itibaren sürecin çok uzun olması (1 yıldan fazla bekleyenler var), yenilemenin dahi paralı ve meşakkatli olması, aylarca beklemek zorunda kalmaları gibi meseleler ortak şikayet konusuydu.Endonezya’yı BPJPH adına temsil eden zatın hiçbir soruya cevap verememesi, bilgisizliği, verdiği yanlış cevaplar ve hatta İngilizceyi vakıf olmaması dinleyicileri çok sinirlendirdi. Gerçekten de BPJPH ilgilisi Abdus Shakur kendi ülkesini tam anlamıyla rezil etti. Uluslararası bir toplantıya bu kadar kifayetsiz ve liyakatsiz bir şahsın gönderilmesi, 2014’teki kuruluşundan bu yana BPJPH’nin hiç bir ilerleme kaydedemediğini ve halal ne kadar zavallı bir halde olduğunu göstermesi bakımından ilginçti. Bu kişinin acziyeti, özellikle Malezyalı sanayi kuruluşlarının temsilcilerini çileden çıkarttı. Zira BPJPH ilgilisinin değindiği konuşma konusu ülkeler arasındaki ticari engeller (trade barriers between countries) olmasına rağmen BPJPH bir süredir Malezyalı üreticilere ciddi engeller çıkartmakta imiş.

Velhasıl, ülkelerin farklı akreditasyon kurumlarına sahip olmaları ve bu kurumların bir türlü uzlaşamaması HSK’ların önündeki en büyük engellerden biri olarak durmakta.

Oturumları müteakip Pazar akşamı ilgili bakanların katılımı ile yemek daveti verildi. Pazartesi günü ise oturumlardan sonra zirve sona erdi.

Comments are closed.