YİNE, CANLI HAYVAN İTHALATINA EVET !.. ANCAK ET İTHALATINA KESİNLİKLE HAYIR DİYORUZ!….

Hükümetin tarım ve hayvancılıkta uyguladığı yanlış politikalar hayvancılıkta fiyatların sürekli artmasına yol açıyor. Son 1 yılda yem fiyatları yüzde 40 artış gösterdi. Maliyetlerde yaşanan artışı aynı oranda fiyatlara yansıtamayan üreticiler iflasın eşiğinde. Buna karşın et ithal edenler ise süreçten memnun. Fiyatlar yükselince hükümetin sıklıkla başvurduğu hayvan ithalatı hamleleri yerli üreticileri zora sokarken, ithalat firmalarının önünü açıyor. İthalat hamlelerine rağmen fiyatlar bir türlü düşmüyor. Tüketici bir türlü ucuz ete kavuşamıyor.

ET fiyatlarının bir yılda enflasyonun iki katı olan %20 artış göstermesinin ardından hükümetin tekrar ithalatı serbest bırakmaya yönelik kararı kafaları karıştırdı. Artan et fiyatlarına müdahale için ilk adımı atan hükümet Et ve Süt Kurumu’na canlı hayvan ve et ithalatı yetkisi verdi. “Canlı Hayvan ve Et İthalatında Tarife Kontenjanı Uygulanması” hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, ESK’ya sıfır gümrük vergisiyle 2018 yılı sonuna kadar 500 bin canlı büyükbaş hayvan, 475 bin baş canlı koyun ve keçi ve 75 bin ton taze veya soğutulmuş büyükbaş hayvan eti ile 2017 yılı sonuna kadar da 20 bin ton çeyrek karkas et kontenjanı ayrıldı.Bu karar kapsamında yapılacak ithalat için Ekonomi Bakanlığınca ithal lisansı düzenlenecek.

Bu arada geçmiş uygulamalardan hareketle bir çok sanayicinin doğrudan ithalat yetkisini ESK’dan ve Tarım Bakanlığı’ndan istediği, ancak bürokratların şimdilik bu talebe çok sıcak bakmadığı dile getiriliyor.

Eğer bu kapı da açılırsa geçmiş dönemlerde yaşandığı gibi şüpheli et iç piyasaya daha yaygın, girmiş olacaktır. Canlı hayvan ithalatının yanında et ithalatına da izin verilmesi kafaların karışmasına sebep oluyor. Bu konuda et ithalatının yapılacağı ülkelerde kesimlerin İslami usullere uygun yapılmaması, ismi geçen ülkelerin tamamında kesimlerin iğne veya tabanca ile bayıltarak, ya da kan akıtılmaksızın yapılıyor olması Helal olmama rizkinden dolayı %99 u Müslüman olan halkımızı korku ve endişeye sevk edecektir. Hassas toplum kesimlerimiz için etin İslami usullere uygun kesilmesinin önemi bilinmektedir, bu kez de et tanzim satışlarında “Helal et” kaygısının yaşanabileceği gözardı edilmemelidir.

28.08.2008 tarihinde www.gidaraporu.com sitemizde yayınladığımız bir yazımızda global dünyanın Yeni Zelanda, Avustralya ile birlikte en büyük et ihracatçısı olan Brezilya ile ilgili Helal et konusunda çok çarpıcı bilgiler verilmişti. İngiltere Halal monitoring Committee(HMC) nin Brezilya’ya gönderdiği uzman bir heyetinin tesbiti bir Müslüman için tüyler ürpeticidir. Kısaca bu yazıdan bir alıntı aktaralım:

“Bu araştırmada Brezilyanın en büyük 18 kesim evinde inceleme girişiminde bulunuldu. Ancak 11 kesim evine giriş ve bu kesim evlerinde araştırma imkânı bulabildik. Ne yazık ki sonuçlar şok edici olmuştur:

•Kesim yerlerinin çoğunda Müslüman kesim görevlisi bulunmuyor

•Allah’ın ismi anılmıyor

•Kesim yerlerinin çoğunda bayıltma yaygındır (ve kesim anında birçok hayvanın ölmüş olma riski söz konusudur)

•Helal olmanın temel şartları hakkında bilgisizlik vardır

Birçok nefsine uymuş uygulayıcılar tarafından Helal kisvesi altında sertifikalandırılmış, güya “Helal” olan bu etler şehirlerimize mübarek etler olarak giriş yapmaktadır. Durumun vahameti ortaya çıkınca hem bizi, hem de Ortadoğu’daki samimi organizasyonları harekete geçirdi. “

İlk olarak 1980’li yıllarda ANAP iktidarı döneminde Turgut Özal’ın Başbakanlığında et ithalatı serbest bırakılmış, bu uygulama o dönemde hem Türkiye’de besiciliğe büyük darbe vurmuş, hem İslami kesim şartlarına uyulmadığı cihetle Müslüman halk tedirgin olmuş, hem de ithal edilen etlerin önemli bölümünün kesimden sonra “dondurulmuş” etler olduğu ortaya çıkmıştı. O dönemde et ithalatında denetimin tam olarak yapılamaması nedeniyle “kaçak et” ithalatında da patlama yaşanmış, hatta bazı ithalatçıların sığır ya da koyun eti diye “domuz eti” ithal ederek büyük market ve şarküteri zincirlerinde satışa sundukları belirlenmişti. Türkiye uzun süren yasağın kalkmasının ardından ithalatın başladığı 2010 yılından, 2015 yılı mayıs ayı sonuna kadar 3 milyar 660 milyon dolarlık, canlı hayvan ve et ithalatı yapmıştı.

Konunun uzmanlarına göre, et fiyatlarındaki artış sadece hayvan sayısındaki azalmayla ilgili değil. Bu uzmanlar, son iki yılda, sekiz büyük firmanın altı aylık 500 bin erkek dana topladığını ve bu hayvanları kestirmeyerek fiyatları yukarı çektiklerini, belirtiyorlar.

Peki, et ithalatı sorunları çözer mi? Et ithalatı, sorunları çözeceğine arttıracaktır. Çünkü, üretici, ithal etin oluşturacağı fiyat gerilemesi nedeniyle hemen hayvanlarını kesime göndereceğinden et fiyatları hızla düşebilir. Ama besi hayvan sayısı yeterli olmadığından, et fiyatları, bir müddet sonra hızla yükselerek şimdiki fiyatların iki katına da çıkabilir. En önemlisi, yaptığımız incelemelerde, Türkiye’de dahi helal kesim şartlarında pekçok zorluklar yaşanırken, nüfusumuzun %99 unu teşkil eden Müslümanlara yeni bir kabus yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. “Hem katma değer getirisi, hem de İslami usüllere daha uygun olması isteğiyle kesimlerin Türkiye’de yapılmasını istiyoruz” Canlı Hayvan ithaline evet. Et ithaline hayır diyoruz!….

Daha önce de biz GİMDES olarak, yetkilileri ikaz etmiştik. Canlı hayvan ithalatına izin verin amma asla et ithaline kapı açmayın. Büyük büyük makamlarda oturanlar bu samimi ikazımıza kulak vermediler. Et ithaline kapıları açtılar. Neymiş? halka ucuz et yedireceklermiş. Yedirsinler bakalım haram kesilmiş ve de GDO’lu etleri şimdi.

Geçen yıllarda ithal eti izin verildiği bir dönemde Polonya’dan can hıraş bir sesle bir kardeşimiz telefon açtı GİMDES merkezine. “Ne olur yetkililere bildirin. Buraya üşüşen bir sürü firma haram helal demeden tırlar dolusu etleri Türkiye’ye taşıyorlar. Göstermelik olarak getirdikleri veterinerler turistik seyahate gelmiş gibi göz boyama ziyaretleri yapıyorlar. Firmalar bir yeri gösterip 3-4 yerde kesilen hayvanları tırlara dolduruyorlar.”

Bu feryad sadece Polonya’dan gelmiyor. Daha Macaristan’ı var, Almanya’sı var, Hollanda’sı var. Oralarda ahvaller nicedir? Biz diyoruz ki oralarda durum daha da vahim olabilir.

Yetkililere haykırıyoruz. Biz ve bizim gibi düşünen ve inanan milyonlarca Müslüman illa ki ucuz et yemek istemiyoruz. Biz az olsun çok olsun yalnızca helal et yemek istiyoruz. Bize bu isteğimize aykırı et yedirecekseniz bilesiniz ki hakkımızı kesinlikle size helal etmiyoruz.

Biz,bundan önceki et ithaline izin verildiği dönemde bizden sertifika almış bir firmamızın et ithal etmek istemesi üzerine Fıkıh hocamızla Polonya’ya gidip yerinde de incelemelerimizi yaptığımız zaman telefonda feryad eden kardeşimizin doğru söylediğini tesbit etmiştik. Bugün tekrar uyarıyoruz! Müslümanlar! Ucuz diye lütfen ithal etlere karşı mutayakkuz olunuz!….

Comments are closed.