6.ULUSLARARASI HELAL VE TAYYİP ÜRÜNLER KONFERANSININ ARDINDAN
GÖZLEMCİ NOTLARI
Murat ŞAHİNTEPE
Restoran İşletmecisi
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Öncelikle GİMDES çalışanlarına ve gönüllülerine selam ederek başlamak istiyorum sözlerime…
Ülkemiz insanlarında helal bilincini ilk uyandıranlardan ve ilk helal markalama işini yapanlardan oldukları için…
Daha düne kadar jelatin aşağı jelatin yukarı derken, “Aaa bu üründe jelatin varmış, yenmesi sakıncalı domuz içerikli olabilir.” diye ayırt etmeye çalışırken, üç beş ürün irdelerken, kendimizi katkı maddeleri batağında bulmuştuk ve neredeyse yenecek bir şeyler kalmamıştı.
Kek, bisküvi, çikolata, o, bu, şu derken, ekmeğimizin içine kadar girmeyi bile başarmışlar.
Velhasıl bütün sofralarda varlar.
Bununla birlikte Müslüman bir ülkede yaşadığımızın verdiği rahatlıkla elimize gelen her ürünü gönül rahatlığıyla alan, satan, yiyen, içen insanlar olarak helal sertifikalı ürünleri tercih etmemiz veya önem vermemiz daha çok zaman alacak gibi… Keşke devletimiz de bu konuda GİMDES ve bizim gibi düşünen halkının yanında olsa…
Haram veya şüpheli katkı maddesi bulunan ürünlere haram veya şüpheli ürün logosu basılsa ne kadar etkileyici olurdu. Şimdilerde neredeyse çok az kimsenin irdelediği helal ürünlerin bakın o zaman nasıl bir yoğunlukla arandığını ve firmaların sertifikalama işinde sıraya girdiklerini, GİMDES’ in ve diğer kuruluşların personel bulmada ne kadar güçlük çektiğini hayal ediyorum tatlı tatlı…
Ama bu söylediklerim ülkemiz için geçerli… İngiltere’de, Amerika’da vb gayrimüslim ülkelerde Müslümanların sorunları daha farklı; sırf ticaret için helal sertifikalama şirketi kuranlar, domuz etinin üstüne helal kesim logosu basıp satanlar, ürünlerine helal sertifikası alamayıp sırf kendi ürünlerine helal logosu basmak için helal sertifikalama şirketi kuranlar, helal kozmetik peşinde olanlar, Yahudi koşerinin Müslümanlar üzerindeki güven algısı vs vs.
Gün gün küreselleşen ve küçülen dünyamızın helal pazarı açısından bahsettiğim bu yönünü görmemde ve bir üst paragraftaki satırları kaleme almamda misafir katılımcı olarak tüm oturumlarına iştirak ettiğim GİMDES’in organize ettiği 6.Uluslararası Helal ve Tayyip Ürünler Konferansı’nın büyük bir önemi olduğu muhakkaktır.
Söz konusu konferanslar zinciriyle eş zamanlı yürütülen “Helal Gıda Fuarı”nı gezme fırsatını bulmuş biri olarak beklentilerin çok altında olduğunu görmekten dolayı üzüldüm. Zira, mevcut bütün ticari markalar düşünüldüğünde katılımcı firmaların sayısının azlığı, üreticilerimizin Helal Standartları kabul etme ve uygulamadaki ilgisizliğinin doğrudan göstergesiydi. Bununla birlikte ‘Daha işin başında olduğumuzu’ düşünerek, ilerisinin çok parlak olacağı ümidi ve duasıyla teselli buldum.
5-6 yıl market işletmiş biri olarak gıda fuarlarını gezmeyi severim, çünkü vizyonumuzun gelişmesine katkı sağlamıştır. Helal Gıda Fuarı’nda mescid arayışında iken, kendimizi yan fuar alanında sergilenen Gıda Fuarı’nda bulduk. Lakin pek kafamızı kaldırmak mümkün olmadı. Önceki fuar zamanlarında bu tür gıda fuarlarını gezip, ürünleri tek tek inceleyip etüt eden biri olmakla birlikte, bu sefer, bir baştan bir başa koca bir fuar alanını geçerken, başımı dahi kaldırmak lüzumunu kendimde hissetmememin en büyük ve önemli sebebi GİMDES’in çalışmaları ve bunun bir ürünü olan Helal ve Tayyip Ürünler Konferansı’nın bana aktardığı bilgi ve tecrübeler olmuştur. Çünkü, daha aydınlanmış birisi olarak, bu yan fuar alanındaki ürünlerin her birinin içinde şüpheli olan maddelerin mutlaka var olduğunu bilmekteydim. Ne yenilir, ne içilir, ne de ticareti yapılır… Aynı Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) işaret ettiği gibi bir devirdeyiz;
“Öyle devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak. Böylelerinin hiçbir duası kabul edilmez.” (Buhari)
Belki de bu devirde insanlara sadece bir tek haram lokma yemenin dahi Allah’a karşı gelmekle eşdeğerde olduğunu hatırlatmak soruna bir parça çözüm getirebilecektir;
“Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helal, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta olduğunuz Allah’a karşı gelmekten sakının.” Maide-88