And olsun ki sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı uman ve Allah’ı çok zikreden kimseler için Allah’ın Resûlünde güzel bir örnek vardır.(Ahzab 21)
Rabbimiz tarafından “güzel bir örnek” olarak bildirilen İki cihan serveri Hz. Nebi(sav) efendimiz 1400 yıl evvelinden bizlere ne nida buyuruyor?Geliniz kulağımızı ve yüreğimizi verelim. Rabbim tesirini bizlere nasib buyursun.
Hz. Ebu Hureyre r.a. anlatıyor: “Resûlullah s.av. buyurdular ki: “Öyle devir gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak. Böylelerinin hiçbir duası kabul edilmez.” (Buhari, Büyü’ 7, 23)
“Her kim ki, vücudunun uzviyeti haram lokma ile teşekkül etmiştir. Artık cehennem, o vücuda yaraşan en iyi bir makardır.” (Sahih-i Buhari, Taberani Said İbn-i Yezîd tarikıyle Ömer İbn-i Hattab)
Hz. Ebu Hureyre r.a.anlatıyor: “Resûlullah s.a.v., bir gün şöyle hitap ettiler: “Ey insanlar! Allah Teâlâ hazretleri tayyibtir, tayyibten başka bir şey kabul etmez. Allah’ın mü’minlere emrettiği şeyler, peygamberlere emretmiş olduklarının aynısıdır. Nitekim Allah Teâlâ hazretleri: “Ey Peygamberler, Tayyib/helal şeylerden yiyin, salih amel işleyin. Çünkü ben yaptıklarınızı hakkıyla bilenim” (Mü’minûn Suresi 51) emretmiş;
Mü’minlere de: “Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların tayyib/helal olanlarından yiyin” (Bakara 172) diye emirde bulunmuştur. Sonra Seferi olup, saçı başı dağınık, toz-toprak içinde kalan ve elini semâya kaldırıp: “Ya Rabb, ya Rabb” diye dua eden bir yolcuyu zikredip, dedi ki: “Bu yolcunun yediği haram, içtiği haram, giydiği haramdır ve haramla beslenmektedir. Peki, böyle bir kimsenin duasına nasıl icabet edilir?” buyurdular.” (Müslim, Tirmizi)
Nu’man İbn-i Beşir radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmezler. Her kim bu şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, iffetini de korumuş olur. Kim de şüpheli şeylere yönelirse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah’ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa, cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir.” (Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud)
“Şüphesiz ki Allah hem hastalık, hem de onu tedavi eden ilacı indimiştir; her hastalık için bir devâ yaratmıştır. O halde kendinizi tedavi edin, haram ile tedavi olmayın!” (Ebu Davud)
“Şüphesiz ki Allah sizin şifanızı size haram kıldığı şeylerde kılmamıştır.” (Şifayı o gibi maddelere yerleştirmemiştir.)(Buhari – İbn Mes’ud (r.a)
Hz. Âişe r.a. anlatıyor: “Rasülullah s.a.v. buyurdular ki: “Sarhoşluk veren her içki haramdır.” (Buhari, Müslim,Ebu Davud, Tirmizi)
İbni Ömer r.a. anlatıyor: Rasulullah s.a.v. buyurdular ki: “Her sarhoş edici haramdır, çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır.” Kütübi Sitte
Hz. Ebu Hureyre r.a. anlatıyor: “Rasulullah s.a.v. buyurdular ki: “İçki müptelası, günah yönüyle puta tapan gibidir.” (Kütübi Sitte )
Ebu Ümâme el-Bahilî r.a. anlatıyor: Rasulullah s.a.v. buyurdular ki: “Ümmetimden bir zümre, şaraba bir başka ad takarak onu içmedikçe geceler ve gündüzler tükenmeyecek (Kıyamet gelmeyecek).” (Kütübü sitte)
Hz. Câbir r.a. anlatıyor: Mekke’nin fethedildiği sene Hz. Peygamber s.a.v.’i Mekke’de işittim, şöyle buyuruyordu: “Cenab-ı Allah içki, ölmüş hayvan, domuz ve putun alım-satımını yasakladı.” Bunun üzerine: “Ey Allah’ın Resûlü “ölmüş hayvanların iç yağı hakkında ne buyurursunuz, zira onunla gemiler yağların, derilere sürülür, kandiller aydınlatılır” dendi.
Cevâben: “O (nun satışı) haramdır” buyurdu ve ilâve etti: “Allah Yahudilerin canını alsın. Allah onlara ölmüş hayvanların iç yağını haram kıldığı vakit bu yağı erittiler, sonra satıp parasını yediler.” (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
İbnu Abbas r.a. anlatıyor: “Hz. Peygamber s.a.v.’i Kâbe’nin yanında otururken gördüm. Bir ara başını semaya kaldırarak güldü ve şunu söyledi: “-Allah Yahudilere Lânet etsin, Allah Yahudilere lânet etsin, Allah Yahudilere lânet etsin! Allah onlara (ölmüş hayvanların) iç yağını yasaklamıştı tutup bunu sattılar ve parasını yediler. Hâlbuki Allah bir millete bir şeyin yenmesini haram etti mi, onun parasını da haram etti demektir.” (Ebu Davud)
Abdurrahman İbnu Va’le r.a.’in anlattığına göre, İbnu Abbas r.a.’dan üzüm şırası hakkında sorunca ondan şu cevabı almıştır: “Adamın biri Resülullah s.a.v.’e bir şarap dağarcığı hediye etmişti, kendisine “Allah’ın bunu haram kıldığını bilmiyor musun?” dedi. Adam: “Hayır bilmiyorum” cevabını verdi ve yanında bulunan birisine bir şeyler fısıldadı. Resülullah s.a.v. adama “Ona ne fısıldadın?” diye sorunca adam: “Onu satmasını emrettim” dedi. Resülullah s.a.v.: “İçilmesi haram olanın satılması da haramdır” buyurdu ve iki şarap dağarcığının ağızlarını açarak içlerini boşalttı.” (Müslim)
Ebu Talha r.a. anlattığına göre, Resûlullah s.a.v.’den “Şaraba vâris olan yetimler” hakkında sormuştur. Resülullah s.a.v.: “Dök onu!” emretmiştir. Ebu Talha: “Sirke yapsam olmaz mı?” deyince de “Hayır derhal dök onu!” diye cevap vermiştir.” (Ebu Dâvud, Tirmizî,)
“Allah’ın Peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem sarhoşluk veren içki ile ilgili olarak on kişiye lanet etti: “Sıkana, sıktırana, içene, taşıyana, taşıtana, sunana, satana, parasını yiyene, satın alana ve satın aldırana.”(Tirmizi)
Müslüman kardeşlerim Peygamberimiz(sav), bu hadis i şerifleri, 1400 yıl evvel bizim için beyan buyurmuştur. Mübarek Ramazanın şu son haftasında kendimizi, çevremizi yeniden gözden geçirelim ve kendimize yeniden çeki düzen verelim. Ramazandan güzel ahlak, güzel ameller kazanarak kârlı çıkalım.