MÜSLÜMAN HASTALARIN TEDAVİSİNDE HELAL İLAÇ BULABİLMESİNDEKİ PROBLEMLER

Dr. Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER

Bir adam, Resulullah (sav) Efendimizden içkiden sordu. Efendimiz (sav) onu içkiden men etti. Bunun üzerine o adam dedi ki: “Ben onu sadece ilaç olarak kullanıyorum.” Resulullah (sav) efendimiz şu cevabı verdi: “O bir devâ değil, hastalığın ta kendisidir.” (Sahih-i Müslim Müsned-i Ahmed)

Ekonomik ve siyasal bir amaç olarak kabul edilen ilaç, günümüzün en aktif para ve yaşam silahlarından biri olarak kullanılmaktadır.

Hammadde ve yardımcı ürünlerin helal ve tayyib olmasının öncelenmesi, bilinç ve talep düzeyinin Müslüman ümmetçe önemsenmesi ile ortaya çıkartılıp geliştirilebilir.

Endonezya’da, Din Adamları Konseyi, ülkenin dünyanın en kalabalık müslüman ülkesi olduğu göz önünde tutularak halkın bu konuda doğru bilgiye ulaşma hakkının olduğu ve bunun da hükümet tarafından sağlanması gerektiğini iddia ediyor. İlaç firmalarının ilaçları ucuza üretmek dışında bir kaygıları olmadığını ama Ulema Konseyinin halkın yararını gözeterek “helal“ içerikli ilaçlar üretilmesini sağlamak ve bu firmaları sertifikalandırmak konusunda ısrarlı olduklarını ifade ediyor. Ayrıca Allah’ın, kullarının helâl ürünler kullanmaları konusunda emirleri olduğunu, buna uymak gerektiği, tedavi için tek çarenin de ilaçlar olmadığını ifade eden Konsey, yayınladığı raporda 22 ilaç firmasından yalnızca 5’inin helâl sertifikası aldığına bu sayının artırılması gerekliliğine işaret ediyor. Ayrıca hükümetin ilaç firmalarını “helal” olmayan ilaçlara alternatif olacak ilaçlar konusunda araştırma yapmaya teşvik etmesi gerektiğini de ısrarla vurguluyor.

GİMDES olarak biz 2005’ten beri Sağlık bakanlığına, bizzat bakana hitaben yazdığımız mektuplar, defalarca yayınladığımız yazılar ne yazık ki henüz toplumsal bir aksiyon meydana getiremedi.

Bütün bunlara karşı kendimizi koruyabilmek için hastalıklarımızda gizli açık Allah’tan (cc) korkan Müslüman bir tabip bulmaya çalışmak birinci problemimiz olmaktadır. Bu da yeterli değil, ilaçları bizim de helal ve tayyib şartlarını tetkik ve incelemeye tabi tutmamız gerekir.

Haramdan şifa beklemek hastanın ilaçtan fayda görmesi, ilacın iyi olduğunu kabul etmesi ve faydasına inanmasıdır. Halbuki Allah (cc) haram maddede şifa bereketini yaratmamıştır.

“Şüphesiz ki, Allah (cc) hem hastalık, hemde onu tedavi eden ilaç indirmiştir.” Buhari, İbn Mes’ud’dan (ra) rivayet edilmiştir.

Comments are closed.