Dünya Helale Koşuyor Ya Siz?

RAMAZANDA İFTAR SOFRALARIMIZI HELAL VE TAYYİB YAPACAKMIYIZ?

Bugün ümmetçe düştüğümüz zilletlerin temelinde bilgisiz bir topluma dönüşmüş olmamız yatmaktadır. Düşüncemizde, davranışlarımızda ve hareketlerimizde İslami ölçüleri referans olarak almak zorunda bulunduğumuz halde; bilgisizlik ve doğru bilgiyi araştırmada gösterdiğimiz acziyet ve tembellik, günlük hayatımızın her kademesinde karşılaştığımız olaylarda bilinçsiz, yanlış ve İslami ölçülerin dışında tepkiler vermemize neden olmaktadır.

Her şeyimize sinmiş olan yabancı kültürlerin, başda batı olmak üzere, medeniyet ,kültür ve mantalitelerinin zebunu olmuş bir hayat yaşıyoruz. Batı oldum olası düştüğü inkarcı ve materyalist bataklıktan kendini kurtarmak yerine bütün insanlığı aynı bataklığa düşürme çabası içerisinde kalmayı tercih etmiştir. Batı Modernitesi silahla ulaşamadığı yerlere ekonomi ile, ekonomi ile ulaşamadığı yerlere fikirle, moda ile, gıdalarımızla, ilaçlarımızla, teknoloji ile girmeyi başarmıştır.

Batı modernitesinin yaşadığımız dünyada değiştirdiklerinden en önemlisi de üretiminden ambalajına kadar gıdalarımıza olan tahribattır. Bugün, modernitenin İslam alemini getirdiği tehlikeli nokta, Helal ve tayyib yaşam arayışımızı kaçınılmaz kılmaktadır. Modernite’nin hayatımızdaki ve özellikle gıdalarımızdaki helal ve tayyiblik yönünü düşünerek çok araştırmalıyız. Düşündüğümüzde göreceğiz ki gıdalardaki helal ve tayyiblik sorunu, yaşantımızdaki hatalı helal – haram anlayışımızın bir uzantısı olarak karşımıza çıkmaktadır.

İslami kaygımıza mı, damak tadımıza mı, öncelik vereceğiz?

Yüzyıldır, biz Müslümanlar da dahil olmak üzere insanların büyük çoğunluğu batı modernitesi’nin adeta kölesi haline geldi. Kendilerine lezzet veren şeye yöneldiler, sonrasını düşünmediler. Hatta damak tadı peşindeki bu hallerini savunmaya ve kendilerini haklı göstermeye çalıştılar. Ve bizler, Müslümanlar olarak bu moderniteyi hayatımızda içselleştirdik. Bunun neticesinde üreticiler, tüketen toplumun İslami kaygılarını değil, damak tadını ve heveslerini hedef aldılar. Haram ve helal kelimeleri modernitenin işine gelmediğinden bunlar hayatımızın her kademesinde silinir duruma geldi. Bilgi kirliliği adeta hafızalarımızı çöplüğe çevirdiğinden insanlar faydalı bilgiden mahrum kaldılar.

Bugün, market raflarını tıka basa dolduran ürünlerin isimlerinde dahi modernitenin tahribatını açıkça görmekteyiz. Batı modernitesi sonucunda milletler, sistemler, üretimler, değişmiştir, fakat bireylerin yaşantısında özellikle iç aleminde hayırlı bir değişim olmamıştır. Yüzyıl önce bizim olmayan modernitenin gelişini sessizce kabullendik, bugün zararlarını, etkilerini gördüğümüz halde aynı sessizlikle kabullenip yolumuza devam edecek miyiz ?

Yaratılmışların en şereflisi ve en mükemmeli olan insan birçok görevlerle sorumlu tutulmuştur. Bu görevlerin başında Allah’a karşı ubudiyetimiz ile ailemize karşı, yönetimlerini yüklendiğimiz insanlara karşı sorumluluklarımız gelmektedir. Ramazan ayında unutmamamız gereken en önemli vazifelerimizden biri de helal ve tayyib tüketmek ve tükkettirmek zorunda oluşumuzdur. İmanımız ve sağlığımız için çok önemli olan, yediğimizin içtiğimizin helal ve tayyib olmasına önem vermeliyiz. Özellikle ramazan sofralarımıza hiç yakışmayan inancımız açısından sakıncalı bulunan yiyecek ve içeceklerden, uzak durmalıyız. Bugüne kadar gereken dikkati gösterememişsek; bu ayın hürmetine gıdalarımızın, ilaçlarımızın, kozmetik ürünlerimizin helal ve tayyib olup olmadıklarına, aynı zamanda sağlıklı olup olmadıklarına dikkat ve itina göstermeye gayret edelim. Alışverişlerimizde öncelik olarak haram helal hesabı içinde olmalıyız. Bu anlayışla alışveriş yaptığımız marketleri, kasapları, fırınları, pastaneleri yeniden gözden geçirelim. Artık çaresiz değilsiniz GİMDES’in helal sertifika verdiği 10000 ürün çeşidi market raflarında ve bilhassa sayısı az da olsa Halal Dunya Markertleri raflarında yer almaktadır.

İçkili otellerimiz, içkili lokantalarımız ve içkili market zincirlerimiz şimdiden kıyasıya bir rekabetle iftar sofrası, ramazan kumanyası reklamlarına başlamış bulunmaktadırlar. İş veren firmalarımızın, çeşitli hizmetlerin içerisinde olan STK’larımızın, kamu kurumlarımızın değerli yöneticileri dostlarınıza, müşterilerinize, misafirlerinize ve çalışanlarınıza senede bir defa vereceğiniz iftar sofralarınıza mukayyed olunuz, yaptığınız hayrı kirletecek, helal ve tayyib şartlarda olmayan bir iftar menüsüne izin vermeyiniz. Gösterişten, şatafattan önce Ramazan Sofralarınız size, kurumunuza hayır getirecek Helal ve Tayyib kıvamında olsun. Ramazana yakışır olsun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

 

Dr.Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER / GİMDES Başkanı
 

HERKES HELALE KOŞUYOR YA SİZ? 

Genelde aldığımız ürünlerin içinde ne olduğuna çoğumuz hiç bakmayız. Halbuki bize hayat nizamı olarak İslam’ı emir buyuran Rabbimiz ve O’nun Resulü bu konuda bizi uyarıyorlar.

“Sana, kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar. De ki: “Size tayyib olan şeyler helal kılındı.” Allah’ın size öğrettiğinden öğreterek yetiştirdiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve üzerine Allah’ın adını anın (besmele çekin), Allah’tan korkun. Muhakkak Allah, hesabı çabuk görendir.” (Maide,4) 

“O, size yalnız şunları haram kıldı: Ölü hayvan, kan, domuz eti, bir de Allah’tan başkası adına kesilen hayvanlar. Sonra kim bunlardan yemeye mecbur kalırsa, başkasının hakkına tecavüz etmemek ve zaruret ölçüsünü geçmemek şartıyla ona da bir günah yükletilmez. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.” (Bakara,173) 

Devamını Okuyun